Malamıne, ah Ceylanım
24 Temmuz 2011
Zihnim loş düşüncelerin işgalinde, burnumun direği sızım sızım sızlıyor… Kendimle yaptığım
bir sohbetti bu… Ağır geldi duyduklarım, bölüşmeliyiz sizinle… ...
Zihnim loş düşüncelerin işgalinde, burnumun direği sızım sızım sızlıyor… Kendimle yaptığım
bir sohbetti bu… Ağır geldi duyduklarım, bölüşmeliyiz sizinle… ...
Malumunuz birilerince ısrarla siyasallaştırılmaya, yaptığı katliamların üzerine gerekçeler örtüsü çekilmeye çalışılan kanlı terör örgütü PKK, 13 askerimizi daha şehit etmiş, aynı günler içinde de kimin temsilcisi olduklarını inkar etmeyenler kalkıp ‘demokratik özerklik’ ilan ediyor, bu vatanın evladı Türk ve Kürtleri karşı karşıya getirip, ağır ırkçlık yaparak halkı kin ve düşmanlığa teşvik ediyor, bu kararlarına karşı durmaya kalkan herkesi ‘ayaklanma’ ile tehdit edebiliyorlar. Kürt meselesini tekellerine alma hırsı içinde olanların, hepsinin şirazesi kaymış vaziyette. Masum halk, , menfaat değiş tokuşlarına, siyasi rant kavgalarına malzeme yapılıyor, halkın kederi umurların da mı?!... Cesareti nereden alıyorlar, medyanın, siyasetin, sözde aydınların hangi temsilcileri bunlara destek oluyor, cevabı hepimiz biliyoruz. PKK’ı övenler kimlerin baş tacı, askerini, uniter yapıyı, laikliği koruyanların ise başına neler geliyor, ortada… Terör örgütünün şehirlerde faaliyet gösteren yapısı KCK için adeta ‘masum sivil toplum örgütü’ propagandası yapanlara alkış tutuluyor, buna karşın koro halinde askere saldırı devam ediyor. Askerinizi korursanız ‘darbeci’ oluyorsunuz, Kürt meselesi malum bir grubun tekelinde değil derseniz hedefleniyorsunuz, teröristi, PKK’ı ve onlarla aynı siyasal akılda olanları övenlere de ‘hımm.. bunlar demokratiiik’ denebiliyor. Şimdi sizinle bir haber paylaşmak istiyorum, önce haberi birlikte okuyalım, sonra yoruma geçeriz, gerek kalır ise!
...
BUGUN GAZZE'YI MILLI MESELE YAPANLARA HATIRLATMA NOTLARIDIR...
Gazze bizim milli davamız değildir.
Peki, Bu konuda niye sesiniz çıkmaz ey Ankara!
13 Eylul 2011 de guncellendi
2006 yılında hazırladığım bu yazı dizisi, Türkmenlerin kalbinden, Kerkük'ten Ankara'ya haykırışı anlatıyor..
(3 Bölümdür)
EK olarak; ITC Basın Açıklaması;' ITC'nin Washington'a yaptığı tarihi seyahatinin gerçekleşmesinde değerli yardımlarda bulunan, Washington'daki temaslarımızda büyük emeği geçen;
Sayın Nurten URAL, ATAA Başkanı Sayın Günay EVİNÇ, ATAA Başkan Yardımcısı Sayın Güler KÖMÜRCÜ, Yazar ve katkısı olan herkese ayrıca teşekkür eder, şükranlarımızı sunarız... Irak Türkmen Cephesi Genel Başkanlığı
...
Güler KÖMÜRCÜ-AKŞAM GAZETESİ
Bütün ulusal kavramların-milli değerlerin içini boşaltma operasyonu son sürat devam ediyor, sözde asker emeklisi bir gruptan oluşan, kendilerini vatanı kurtarmakla görevlendirip durumdan vazife çıkaran güruh üzerinden ‘vatanseverlik, TSK, milli mücadele ruhu ve de Kuvayı Milliye
hareketlerine itibar infazı’ yapıldı. Yakalanan, tutuklanan ‘vatan kurtarmaca oyunu oynayanların’ geride asıl yaptıkları iş ise; çete, tahsilat ve benzeri yeraltı faaliyetleri. Kendilerini emekli albay diye tanıtanların TSK ile kurumsal hiçbir ilişkisi kalmamış, kimisi yıllar önce ordudan atılmış.
Güneydoğu notlarımı dün bıraktığımız yerden paylaşmaya devam ediyoruz. ...
Fransız usulü...
Fransa'nın Ankara Büyükelçiliği siyasi masasından Brice ROQUEFEUİL arayıp akşam yemeğine davet edince, gündemi farklı bir cepheden tartışma imkanı bulacağıma sevindim.
Roquefeuil ile 'özel' sohbetimiz benim için gayet verimli ve de keyifli oldu. Tam bu
noktada bir girizgahla, bugünün reelpolitiğinde, Türkiyemin
uluslararası güç dengeleri içinde müttefiği olarak Avrupa'yı, Fransa-Almanya
ittifağını daha kabul edilebilir buluyorum.
Bay Roquefeuil ile özel sohbetimizin ağırlığı, Türkiye hakkındaki referandum
konusuydu.
‘İki seneye kalmaz Kürt devleti kurulur, bu laik-antilaik çatışması değil, Kürt
devletinin kuruluş aşaması’ diyor Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, aynen
katılıyorum. Bugün, siyasi görüşlerine, hangi partiye oy verip
vermediklerine bakılmaksızın, yaratılan rol modelleri üzerinden aslında hepinize
yani Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğünü savunanlara, Atatürk
ilkelerini, askerini, ordusunu, vatanının bekasını koruma yemini edenlere derin
bir korku hipnozu yapılmakta. Ruhsal şirazesi kaydırılmış vatandaşın acaba neyi
görmesi istenmiyor? Akıl odalarımıza bu karartma niye?
....